‘Basın kuruluşları kenetlenmeli'
Basından Sansürün Kaldırılışı’nın 114.yıldönümü nedeniyle; Çukurova Gazeteciler Cemiyeti (ÇGC) tarafından etkinlik düzenlendi. Etkinlikte; 24 Temmuz Basından Sansürün Kaldırılış Yıldönümü’nün günümüzde bayram olmaktan çıkıp, dayanışma ve mücadele günü olduğuna dikkat çekildi.
ÇGC tarafından organize edilen etkinlik çerçevesinde ilk olarak; Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanvekili ve Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir; ÇGC Genel Sekreter Yardımcısı Süreyya Uri, Türkiye Gazeteciler Sendikası Adana Şube Başkanı Salim Büyükkaya ve gazeteci Dilek Akın tarafından Atatürk Anıtı’na çelenk konuldu. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere silah arkadaşları, tüm şehitler ve ebediyete intikal etmiş olan basın mensupları için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Katılımcılar daha sonra Basın Anıtı’na geçti. ÇGC Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan günün anlam ve önemini belirten basın açıklamasını, Başkanvekili Mustafa Özke okudu. 24 Temmuz’un günümüzde bayram olarak kutlanamadığını, dayanışma ve mücadele günü olarak değerlendirildiği belirtilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Basın özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasında 149’uncu sırada bulunan Türkiye’nin bir an önce bu utançtan kurtulması gerekiyor.
2021-2022 Basın Özgürlüğü Raporu'na göre Türkiye'de 26 gazetecinin sırf gazetecilik faaliyeti nedeniyle cezaevinde bulunuyor.
Rapora göre; 31 gazeteci toplamda 52 gün gözaltında kaldı. 60 gazeteci hakkında soruşturma açıldı, 128 davada da 273 gazeteci yargılandı. Bu süre zarfında gazetecilere toplamda 75 yıl 5 ay 26 gün hapis cezası verildi.
Son bir yıl içerisinde fiziksel saldırıya uğrayan gazeteci sayısı ise 57 olarak belirlendi. 32 gazeteci ise sözlü olarak tehdit edildi. Türkiye bu karamsar tabloyu hak etmiyor.
Meslek örgütlerince 1971 yılına kadar basın bayramı olarak kutlanan 24 Temmuz, 1971 darbesinden sonra Türkiye Gazeteciler Cemiyeti yönetimi tarafından bayram olmaktan çıkarılmıştır.
Geleneksel Gazeteciler Günü ve Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü olarak kabul ve ilan edilmiştir. Buna rağmen günümüzde kimi kuruluşların 24 Temmuz’u bayram olarak algılayıp kutlamasına anlam veremiyoruz.
Toplumun gerçekleri öğrenmesi ve doğru haber alması hakkı olarak belirlenen basın özgürlüğünün askıda bulunduğu bir ortamda neyin bayramını kutlayacağız?
Meslek örgütlerine sorulmadan basın adına kanun tasarılarının hazırlandığı bir ülkede neyin bayramını kutlayacağız?
Bu yüzden yeni yasama döneminde TBMM'nin bu kanun tasarısı konusunda meslek örgütlerine danışması, düşüncelerini sorması ve gazetecilere ağır darbe vuracak tasarının yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Artık Türkiye’deki tüm basın yayın kuruluşları el ele verip kenetlenmeli ve dayanışma içerisinde mücadele ruhunu yüceltmelidir.”