ÇSG sezonu açtı
Çukurova Sanat Girişimi/Çukurova Okulu 2022-2023 sezon etkinliklerinin açılışı yapıldı.
Açılışın sunumunu Hülya Başak Ekmekçi yaptı. Ekmekçi, sunum konuşmasında pandemi, iklim değişikliği, savaş, ekonomik kriz gibi durumların ülkemizde ve dünyada yaşam koşullarını zorlaştırdığını belirtti. Ekmekçi; “Gerçek şu ki, dünya gün geçtikçe biraz daha karanlığa doğru ilerliyor. “Gerçekler yüzünden ölmemek için sanata sahibiz.” diyen Nietzsche’ye, “Dünya aydınlık olsaydı, sanat olmazdı.” diyen Albert Camus’a hak vermemek elimizde değil. Belki bir şiir, belki bir resim, belki de bir müzikle ya da gözlerinin içi gülen çocuklar çoğalınca; önce biz iyileşeceğiz sonra da dünya. O halde doğru yoldayız” dedi.
Çukurova Okulu’nun yeni sezonunda gönüllülere, desteğini esirgemeyen öğretmenlere, sanatın ışığıyla dünyanın kararan yanını aydınlatmaya devam edeceklerini dile getiren Hülya Başak Ekmekçi; konuşmasının sonunda şu görüşleri dile getirdi;
“Girişim Destekçimiz Seyhan Belediyesi’ne, başta Türkiye Yazarlar Sendikası olmak üzere tüm katılımcı kuruluşlara yürekten teşekkür ederiz. Atatürk’ün söylediği gibi; “Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil bir kimse gibidir.”
YİĞENOĞLU, “İNSANLAR TEPKİSİZLEŞTİRİLDİ”
Çukurova Sanat Girişimi (ÇSG) Kurucusu, Gazeteci-Yazar Çetin Yiğenoğlu, açılışta yaptığı konuşmada; dünyanın bilişim devrimi sürecine girdiğini ancak habercilik açısından her zamankinden daha karanlık bir dönemi yaşamaya başladığını söyledi.
Her gün, her an dezenformasyondan misenformasyona, melenformasyona, yanlış yönlendirici, olumsuz haberlerle insanların algı körlüğüne itildiğini ve tepkisizleştirildiğini söyleyen Yiğenoğlu, konuşmasında şu görüşlere yer verdi:
“Güzel ülkemiz geleceği belirsiz, sancılı bir süreçten geçiyor. İyi niyetli ama saf insanlarımız neler olup bittiğini anlayamıyor. Dünyaya hiç olmadığı kadar eşitsizlik, adaletsizlik ve sömürü egemen oldu. Dünyada hala savaş ekonomisi etkili. Anlaşılan o ki; savaş, ekonomide sistem çarkının dönmesi için devindirici güç olduğu sürece savaşlardan kurtulamayacak insanoğlu.
Çukurova Sanat Girişimi (ÇSG) böyle bir dünyada, “Savaşa karşı sanat” ilkesini benimsedi. Dünyada ilk kez uygulanan etkinliklerin de arasında olduğu bir çok ekinsel, sanatsal proje gerçekleştirildi. Çukurova Sanat Günleri bunun en özgün örneğidir. Çukurova Ödülü ciddi yapısıyla etkin-sanat yaşamımızdaki yerini almıştır. Yazarlarevi bir ÇSG projesidir. Ülkenin farklı yörelerindeki bazı belediyelerle siyasal iktidarlar tarafından örnek alınmıştır. Üzülerek belirtmeliyim ki; bazı etkin-sanat projelerimizi örnek almaya soyunan kimi yapılanmalar ne yazık ki taklit bile edememektedir. Çünkü; ÇSG kendini sürekli yenilemek gibi hücresel yapıya sahiptir. Çukurova Okulu (Ç.O) deneysel bir proje olarak kendini kanıtlamıştır. ÇO, ne bir Halk Evi’dir ne de Halk Eğitim Merkezi. Özgün, çağcıl yapısıyla her gün kendini yenileyerek halka, halkın çocuklarına hizmet etmektedir."
"ÇO’nun güzel bir sloganı var; ‘Çayını, kahveni al, gel…" diyen Yiğenoğlu sözlerine şöyle devam etti:
"ÇO; yaşayan eski Adana’nın kuytusunda, köşesinde huzurlu bir vaha oldu. ÇSG, kültür endüstrisinin dışında bir kurum olmayı ilke edindi. Bilişim devriminin, dijital teknolojinin olanaklarıyla kurumsallaştı. Web sitesi, Youtube kanalıyla halkına ve insanlığa açıldı.”
Yapılan konuşmaların ardından; Ekin-sanat dünyasından sanatçılar ve sanatseverlerin katıldığı açılışa ÇDSO flüt sanatçısı Nevin Apaydın, müzisyen Temel Dal, müzik yapımcısı Tuna Vera güzel melodilerle katkı sundu.