Genel af çağrısı
Adil Yaşam Derneği Başkanı M. Haluk Çavuşoğlu, adli mahkumlara ayrımsız af verilmesinin yanı sıra 'Sicil Affı''da verilmesi gerektiğine dikkat çekerek, adli mahkumlar için ''Genel Af'' çağrısında bulundu.
Çavuşoğlu yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
"Adil Yaşam Derneği olarak adil yargılanmayan insanların haklarını aramaktayız. Bu sebepledir ki hazırladığımız raporları siyasi partilere bizzat ulaştırdık.
Adalet arayışı, adil yargılama ihlalleri sonucunda ortaya çıkmıştır. Yargılama ihlallerini; “Anayasa Mahkemesi’ne bireysel olarak yapılan başvuruda 52.1 iken yeni açıklama 77 adil yargılama yapılmadığı sonucu resmi rakamlarla Anayasa Mahkemesi tarafından ortaya konulması en güzel şekilde ispat etmektedir.” İnceleme bekleyen 100.000 dosya ve başvuru yapmayı bilmeyen yüz binlerce garibanda düşünüldüğünde bu oran çok daha yüksektir.
Terör suçuyla görevden atılan 4850 yargı mensubunun verdikleri cezalar, görevden atılanların yerine alınan genç hâkim savcıların tecrübe eksikliğinden kaynaklı hatalar ve pandemi sebepli yığılan dosya yükü sebebiyle hızlı yargılamaların olmasından dolayı verilen kararlardaki hatalar önümüze yargıda ciddi sorun olarak durmaktadır.
Adli Mahkûm Yakınları bu durumlardan dolayı yeniden yargılanma isterken MHP af sözünü gündeme getirmiştir. Bu sözü seçim beyannamesine de eklemiştir. Mahkûm yakınları seçimlerde MHP’yi 19 milletvekilinden 49 milletvekiline taşımıştır. MHP’nin Af sözünden 4 yıl geçmesine rağmen adalet arayan milyonlarca mahkûm yakını af beklentisi içerisindeyken Sayın Mustafa SARIGÜL adli mahkûmlara bir can suyu vermiştir. Umutlarını yeşermiştir. Adli mahkûmlar da Genel Affın tüm mağduriyetleri gidereceğini bildiği için Mustafa SARIGÜL’ün Genel Af teklifi desteklemektedirler. Adli Mahkûmlar için GENEL AF çağrısında bulunmuştur.
Adli Mahkûm Yakınları Ayrımsız Genel Af istemekte haklıdırlar. Çünkü; 15 Temmuzda 4850 hâkim ve bunun dışında binlerce kolluk kuvveti terör suçuyla görevden alındı bunların verdikleri kararların hazırladıkları evrakların ne kadar doğru olduğu konusunda vicdanlar sorgulanmalıdır. Adaleti silah olarak kullanmış olan bir örgütün üyelerinin verdiği kararlarda yok hükmünde sayılmalıdır. Adalet bakanı Bekir BOZDAĞ’ın konuşması adli mahkûmların haklı isteklerinin sebeplerini de ortaya koymaktadır.
Adalet bakanı Bekir BOZDAĞ TV konuşmasında;“Fetönün Türk yargısındaki işgaline son verdik. Tespit ettiklerimizi dışarı attık. 5000 hâkim terör suçuyla görevden alındı. Çünkü bağımsız ve tarafsız hareket edemeyen vicdani anayasa kanun hukuk dosya ile bağlı olmayıp terör örgütü ile bağlı olandan Adalet beklememiz mümkün değildir. 15 Temmuzdan sonra görevden aldıklarımızın yerine hâkim savcı aldık. Çok sayıda genç hâkim ve savcımız var. Belki ilk zamanlarda eksiklikleri nedeniyle uygulamalarda hatalar olmuş olabilir. Bundan sonraki süreçte hâkim savcıların eksikliklerinden kaynaklanan sorunların azalacağına inanıyorum. …” Sözünün Devamında ise “…içeride bir masum kalmamalı” demiştir. Adalet bakanımızın konuşması aslında adil yargılanmayanların olduğunu, yargılamalarda hataların olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Fakat çözüm noktasında bir adım atılmamaktadır.
Ayrımsız af verilmesinden hiçbir siyasi parti çekinmemelidir. Mahkumların tekrar suça karışmayacaklarına en güzel örnek; Açık cezaevinden pandemi sebepli mahkûmlar, suç ayrımsız izine gönderilmişler, 2,5 yıldır tekrar suç işlememişler topluma adapte olmuşlar aslında kapalı cezaevlerindekilere referansta olmuşlarıdır Her insan ikinci bir şansı hak eder sözüne en iyi örnek bu durumdur ki; birde adil yargılanma hak ihlali söz konusu iken şans istemekte ayrı bir gurur kırıcı durumdur. Rahşan affında cezaevine geri dönen 640 kişi 1,7 olduğu istatistiklerde rahatlıkla görülmektedir.
Covid vakası Açık Cezaevlerini vurdu da Kapalı Cezaevlerini es mi geçti? Hayır, es geçmedi aksine daha kötü durumlar yaşadılar. Kapalı Cezaevinde kalanlar yasaklara maruz kaldılar. Kapalıdaki mahkûmlar 2 yıl boyunca Görüntülü görüşmeler tam faaliyete geçmediği için ailelerine sarılmayı bırakın yüzlerini dahi göremediler.
Ayrıca Cezaevlerinde kapasitenin çok üzerinde tutuklu ve hükümlü vardir ve bulundukları koşullar insan haklarına uygun mudur sorusu burada önemli bir soru olarak karşımıza çıkmaktadır.
Siyasiler af konusunu gündem ettiğimizde söylemler devlete karşı işlenen suçları devlet affedebilir, kişilere karşı işlenen suçları kişi affetmeli diyorlar. İstatistiklere baktığımızda Cezaevlerindekilerin 65 i kamudan ceza almış insanlar. Devlete karşı işlenen suç 84 milyon 680 bin 273 kişiye karşı işleniyor. Hâlbuki kişiye karşı işlenen 1 kişiye karşı işleniyor hatta kişiye karşı işlenen suçların 65’i kamu davası olarak açılmış. Davalara kamu davası, şikâyetçisi var ya da şikâyetçisi yok diye bakmadan Devletimizde inisiyatif alıp vatandaşlarını barıştırabilir.
Aralarında genel affa uğramış her suçtan sığınmacıları ülkemize aldık kucakladık. Kendi vatandaşlarımız içinde Devlet-Vatandaş arasında, Vatandaş-Vatandaş arasında Barışmayı kucaklaşmayı sağlayabiliriz.
Milyonlarca adli mahkûm yakınlarının haklı arayış -sesine -sessiz kalmayacağınızı biliyoruz. Diyarbakır annelerinin çocuklarının terör suçları nasıl affediliyorsa, Mahkûm annelerinin çocukları da devletimizin şefkatiyle ayrımsız bir şekilde affedilmelidir.
Biliyoruz Affetmek Kolay Bir Eylem Değildir ama Affedicilik, İnsani Bir Erdemdir. Affetmek için Empati ve Merhamet gereklidir. Her insan bilerek ya da bilmeden suça karışabileceğiyle hareket etmelidir.
Cezaevlerindekilerde bir zamanlar özgürdü cezaevlerine gireceklerini hiç düşünmüyorlardı. Lütfen kendinizi çocuklarınızı adil yargılanmadan haksız cezalarla cezaevindeki masum insanların yerine koyunuz. Affetmenin çok önemli bir konu olduğu bilinerek suç ayrımına gidilmeden izindeki ve kapalı cezaevlerindeki mahkûmları kapsar şekilde Adli Mahkuma ''AYRIMSIZ AF'' ilanı ile birlikte ''SİCİL AFFI'’da verilerek insanlar yeniden hayata döndürülmelidir.
Bu konuya siyasi olarak bakmadan vicdani insani olarak tüm Siyasi Partiler, Sivil Toplum Kuruşları, Medya Basın Yayın Kuruluşları ve Halkımız destek vermelidir.
GECMIŞ VE IZLERI TEMIZLENMELIDIR
İnsan Hakları Beyannamesi içeriğinde şöyle der: “Cezaevinde bir masum varsa bin suçlu aramızda gezsin. Bu masumun siz yada sizin çocuğunuz olduğunu düşünün!
"İncinsen de incitme", “Düşmanının da bir insan olduğunu unutma”