'Halkımızın sağlığının riske edilmesine izin vermeyiz'
Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun Başdanışmanın Av. Meryem Türktekin, Nae Sao Paulo adlı Brezilya Donanması’na ait geminin İzmir Aliağa’da sökülmesine izin veren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sert tepki gösterdi.
İnsan hakları ve kadın hakları savunucusu Av Türktekin, yaptığı açıklamada, Nae Sao Paulo adlı Brezilya Donanması’na ait asbest yüklü geminin 6-7 Eylül arasında ülkemize gelmesinin beklendiğini, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın bu konuda vermiş olduğu izni anlayabilmenin mümkün olmadığını söyledi. Av.Türktekin, "Halkımızın sağlığının riske edilmesine, çevrenin kirletilmesine izin vermeyiz" dedi.
TÜRKİYE HİÇBİR ÜLKENİN ÇÖPLÜĞÜ DEĞİLDİR
Uzmanlar tarafından sonuçları on yıllar içinde ortaya çıkacak çevre afetine yol açacağı ifade edilen asbest ve radyoaktivite dahil önemli miktarda tehlikeli ve zararlı atık içerdiği bilinen geminin inatla ülkeye sokulmak istenmesinin kabul edilemez olduğuna dikkat çeken Av.Türktekin, şunları söyledi:
HUKUK DOLANILMAKTADIR
"Brezilya Federal Bölge Mahkemesi'nin bu gemi hakkında asbest yüklü olması nedeniyle ‘Limandan ayrılamaz’ gerekçesiyle tedbir kararı vermiştir. Brezilyalı yetkililer ve Sök Denizcilik tarafından gemi parçalanmış hukuk dolanılarak ülkemize doğru kısmen yola çıkarılmıştır.
HALKIN GÖRECEĞİ ZARAR NASIL HESABA KATILMAZ
Geminin şuan ülkemize getirilecek parçasından yaklaşık 9 ton asbestin çıkacağı ifade edilmektedir. Sökümü esnasında vatandaşımızın göreceği zarar, imhası aşamasında çevreye vereceği zarar ve İzmir halkının sağlığına vereceği zarar nasıl hesaba katılmaz?
Asbest liflerinin solunması, asbestoza, asbestoz ise on yıllarla ifade edilen gözükmezlik evresinin ardından akciğer ve akciğer zarı kanserine neden olduğu için asbest kullanımı 2010 yılında ülkemizde tamamen yasaklanmıştır."
O GEMİ DERHAL DURDURULMALIDIR
"Bu olay açıkça, yasadışı atık ithalatının gerçekleştirilmesine izin verilmesidir" diyen Av.Türktekin, "Bizim vatandaşımızın sağlığı, Avrupalınınkinden daha mı kıymetsizdir?" diye sorarak sözlerine şöyle devam etti:
"Daha önce katı atık ithalatı ile Adana’yı dünyanın çöplüğüne çeviren, şehrin bir çok yerinde çöp dağları ve tepeleri oluştuğunu görmeyen, dünyanın en bereketli toprakları olan Çukurova’mızın yüzde 400 bin kat kansorejen madde içeren atıklarla kirletilmesine göz yuman yetkililer, kamuoyu olarak gösterdiğimiz tepkiler üzerine daha geçen yıl ‘izinsiz olarak çalıştıkları tespit edildi’ diyerek 32 firmaya ceza kesmiş, 29 firmanın da faaliyetini durdurmuş, olayı kayıt dışı çalışma olarak geçiştirmeye çalışmıştı.
Bu firmaların birçoğuna daha sonra yeniden izin verildiği hususu kamuoyuna yansımış olduğu gibi, girişi yasak olduğu halde 2007 yılında Gaziemir’e geldiği tespit edilmiş olan radyoaktif atıklar, geçen yıl İstanbul/Alibeyköy’de yaşanan plastik atık sorunu ve Giresun’da bir geri dönüşüm firmasının yol açtığı çevre kirliliği gibi sorunlar halen kamuoyuna izah edilebilmiş değildir.
İNANDIRICILIKTAN UZAKTIR
Bakanlık söz konusu gemi ile ilgili ‘hiçbir risk yok, Türk karasularında tekrar inceleyeceğiz, risk varsa geri göndereceğiz’ diyor ise de, bu söylemler inandırıcılıktan tamamen uzaktır. Çünkü ülkemizde bu ölçümleri sağlıklı şekilde yapacak yahut asbest ve ağır metal içeren gemilerin sökümü ile ortaya çıkacak sorunların kontrolünü sağlayacak alt yapı, bilgi birikimi ve deneyim henüz tam olarak bulunmamaktadır."
O geminin İzmir limanına girmesi halinde, çevre ve insan haklarının açıkça ihlal edilmiş olacağını ifade eden Av.Türktekin, "Ülkemizde halen insan hakları boyutuyla gündeme alınmıyor ise de, çevre hakkı günümüzde üçüncü kuşak insan hakları listesine eklenmiştir; ve sadece sağlık hakkının değil, yaşam hakkının da kapsamında olan bir haktır.
Kaldı ki Çevre Kanunu’nun 13. Maddesine göre, ülkemizde tehlikeli atıkların ithalatı yasaktır. Taraf olduğumuz Tehlikeli Atıkların Sınır Aşırı Taşınması ve Bertaraf Edilmesinin Kontrolüne İlişkin Basel Sözleşmesi ve İzmir Protokolü de tehlikeli atık ithalatını ve ülkeler arası transit geçişini yasaklamıştır" dedi.
Göz göre göre çevrenin kirletilmesine ve İzmir halkının sağlığının riske edilmesine tepkisiz kalmayacağımızı belirten Av.Türktekin, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çevre yaşam ortamımızdır; ve tüm haklar ancak yaşanabilir bir ortam varsa kullanılabilir !
ÇEVREYİ KORUMAK HEPİMİZİN ANAYASAL ÖDEVİDİR
Sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkımız; çevre kanunu vs. mevzuatımızla bir çok açıdan koruma altına alınmış olduğu gibi, taraf olduğumuz evrensel belgelerden 1948 İnsan Hakları Bildirgesinde, Avrupa Sosyal Şartlarında ve 1961 Anayasasından beri anayasalarımız ile de koruma altındadır. Şu anki Anayasamızın 56. Maddesinde de açıkça ‘ Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.’ Denilmiştir.
Çevre yaşamın devamlılığı açısından hayati öneme sahip olduğu için korunması konusunda başta devlet olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlara ve bireylere önemli görev ve sorumluluklar yüklenmiştir.
DOĞANIN DENGESİ BOZULMAMALIDIR
Üretim ve/veya tüketim, amaç değil araç olarak görülmelidir.
Doğanın dengesini bozma pahasına üreteceğiz denilemez, tüketeceğiz de denilemez !
Çevreyi kalkınmanın sadece kaynağı değil, aynı zamanda sınırı gören bir kalkınmayı esas almalıyız.
Çünkü ekonomik, sosyal ve kültürel haklar bir bütündür. Bu bütünlüğü bozduğumuzda kişi haklarını da koruyamayacağımızı
unutmamalı, çevre-ekonomi dengesini mutlaka korumalıyız.
Halkımızın sağlığının riske edilmesine, çevrenin kirletilmesine izin vermeyeceğimizi belirtiyor, o gemiyi limana sokmadan geri gönderin diyoruz."