Kadınlardan İran'daki başörtüsü katliamına sert tepki

 

 

Türk Kadınlar Konseyi Derneği Adana Şubesi ve Akdeniz Bölge Başkanı Av. Meryem Türktekin, İran’da Mahsa Amini’nin başörtüsünü düzgün takmadığı gerekçesiyle polisler tarafından dövülerek öldürülmesine sert tepki gösterdi.

 

İran’da başörtüsünü düzgün takmadığı iddiasıyla Ahlak polisleri tarafından 16 Eylül 2022'de gözaltına alınan ve direndiği için dövülerek komaya sokulan, 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin hayatını kaybetmesi İran’da ve tüm dünyada kadınlar tarafından protesto ediliyor.

 

Türk Kadınlar Konseyi Derneği Adana Şubesi ve Akdeniz Bölge Başkanı, insan hakları ve kadın hakları savunucusu Av. Meryem Türktekin’den de Türk kadınları adına Mahsa Amini’nin öldürülmesine sert tepki geldi.

 

Tüm insan hakları ve kadın hakları örgütlerinin bu cinayetin takipçisi olması gerektiğini belirten Av. Türktekin, “Dünyada kadınlardan daha çok zulme uğrayan hiçbir varlık olmamıştır. Türk kadınları adına; sevgili Mahsa Amini’nin ailesine ve tüm kadınlara başsağlığı diliyor, üzüntülerini  yüreğimizde hissettiğimizi belirtiyoruz” dedi.

 

“Kadınların tarih boyunca maruz kaldığı haksızlıkların hepsi konuşulabilmiş ve yazılabilmiş olsaydı eğer, bugün insanlık kendinden nefret ederdi” diyen Türktekin, şunları söyledi:

 

“Kadınlar yüzyıllardır taciz, tecavüz, para karşılığı satılmak, köle gibi kullanılmak yetmiyormuş gibi bir de bu kahrolası zihniyetle uğraşmak zorunda kalmaktadır.

 

İranlı Bakan istifa etmesi gereken yerde ‘Polisimiz namusumuzu korumuştur’ açıklaması yapmıştır. Lanet olsun sizin namus anlayışınıza. Kadının saçının kılını gizleyerek namuslu toplumlar yaratamazsınız. Bir toplumun namusu kapatmakla korunabiliyorsa eğer, kadının dizinden, bileğinden, gözünden tahrik olup kendi evladını gebe bırakan, giydiği eteğinden, sürdüğü rujundan, sürmesinden tahrik olup gözüne kestirdiği kadına tecavüz eden erkeklerin gözlerini kapatmalısınız önce….

 

Bu bir zihniyet sorunudur. Kadınlar İran’da, Afganistan’da,Türkiye’de, dünyanın her yerinde eril zihniyet yüzünden katledilmektedir.

 

Bu zihniyet ki, her türlü yolsuzluğu, ahlaksızlığı, hırsızlığı yapıp, kadına gelince namus kumkuması kesilmektedir.

 

Ey eril zihniyet !

 

Kadınlara yaptığınız bu zulmü hiçbir din reva görmez. İslamiyet ise, kadını en çok koruyan dindir.

 

Dini kendi çıkarlarınıza, iktidarınıza alet etmekten vazgeçin artık...kadınların sabrını daha fazla zorlamayın yoksa rejiminizi de yıkarlar başınıza, iktidarınızı da..!

 

Siyasal iktidarın görevi, kendini mahallenin bekçisi ilan edenlerle mücadele etmektir, devlet yetkilerini kullanarak kadınlara ‘Ahlak Bekçisi’ ihdas etmek değildir !

 

İslami kurallar adı altında ‘saçı göründü’ diye bir kadının öldürülmesi düpedüz insanlık vahşetidir. Bununla İslam’ın en temel kuralı ihlal edilmiştir.

 

İnanç ve ibadet hürriyeti temel insan hakkıdır. Yaşam hakkı derseniz, bütün hakların temelidir; evrensel hukukunda, dinimizin de en kutsal kabul ettiği haktır.

 

Tekrar tekrar belirtiyoruz;

 

Kadınların insan haklarını tanımayan hiçbir rejimi tanımıyoruz, tanımayacağız..!

 

Kadın mücadelesi dünyada katledilen hiçbir kadını unutmadığı gibi, Seher Hüdayari’yi de Ferhunde Melikzade’yi de, Mahsa Amini’yi de hiçbir zaman unutmayacak ve unutturmayacaktır.

 

Ve inanıyoruz ki,

 

21. Yüzyıl kadınların yüzyılı olacaktır. Kadınlar, kadın düşmanı politikalar üreten tüm iktidarları al aşağı edecektir.”