'Şiddete karşı seferberlik başlatalım'

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun Başdanışmanı veTürk Kadınlar Konseyi Derneği Adana Şubesi ile Akdeniz Bölge Başkanı Av. Meryem Türktekin, Kurban Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, şiddete karşı birlik çağrısı yaparak, "Kurban Bayramı vesilesiyle, gelin birlik olalım ve şiddete karşı birlikte mücadele edelim.Genel Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun çağrısına kulak verilmesi ve şiddetle mücadele için bir seferberlik başlatılması gerektiği inancındayım" dedi.

"Ekonomide ki bu kötü gidişat halkın tüm dengesini bozdu" diyen Meryem Türktekin, mesajında şunları söyledi:

"İş bulamadığı için intihar eden gencecik insanlar, üç bin lira için işverenini katleden çalışanlar, kiracısını öldüren mülk sahipleri, elektrik faturasını ödeyemediği için evi ateşe veren kiracılar, cinnet geçirip eşini, çocuklarını katleden babalar, kocalar gündemden hiç düşmüyor. Şiddet her yerde adeta kol geziyor. Evde, sokakta, işyerinde hemen her yerde  her gün bir kadın öldürülüyor. Haziran ayında 30 günde 31 kadın öldürüldü. Ancak toplumdaki şiddet sarmalı öylesine büyüdü ki artık kadın erkek farketmiyor, şiddet önüne geleni silip süpürüp yok ediyor.  İki gün önce de görevi başında işini yapan bir avukat ve bir hekim öldürüldü; Dr. Ekrem Karakaya ve Av. Servet Bakırtaş. Dünyanın en saygın iki mesleğinin üyeleri, bilime, bilgiye, insana, insanlığa düşman iki sefil zihniyet tarafından katledildi, yok edildi. İktidar ise, hala şiddeti üreten zihniyeti besleyen açıklamalar yapıyor. Bir yandan da ‘şiddetle mücadele ediyoruz’ diyor. Getirdiği düzenlemeler ise palyatif çözümlerden öteye geçmiyor.

Bu şekilde ne kadına şiddet ne de sağlıkta şiddet önlenemez. Şiddet olaylarında sorun bireylere indirgendiği sürece bu konu çözülmez. Şiddet kaynağını toplumdan alır. Ahlakı da üreten toplumdur, hukuku da üreten toplumdur. Bu artık görülmeli ve bir an önce toplumsal zihniyet dönüşümünü sağlayıcı önlemler alınmalıdır.

 

Vakit kaybetmeksizin silahsızlanma sağlanmalı, ayrıca altı aylık cezanın dokuz aya ya da bir yıllık cezanın bir buçuk yıla çıkartılmasıyla da bu işin çözülmeyeceği bilinmeli, cezalar caydırıcı niteliğe kavuşturulmalıdır.

Toplumda esen öfke rüzgarlarını da dindirecek önlemler alınmalıdır.

 

Öte yandan iktidara yahut muhalefete yaranmak için halkı kin ve düşmanlığa sevk eden, şiddeti körükleyen, dün Konya Kayalar Camiinde olduğu gibi verdiği hutbede anayasal hakları olan grev hakkını kullanıyorlar diye  ‘hastanede doktor bulamazsan, sen öldürmez misin ’ diye halkı doktorlara karşı kışkırtan müezzinler gibi kişiler aleyhinde derhal soruşturma başlatılmalı, toplum bu tür insanlardan korunmalıdır. Cehaletiyle yahut kötü niyetiyle topluma zarar veren her kim olursa olsun, önüne geçilmelidir.

 

Siyasilerin ve bürokratların da bu konuda çok daha dikkatli bir üslup kullanması gerekiyor. Ülkemizin çok zor bir süreçten geçtiği, ekonomik anlamda iflasın eşiğine geldiği, vatandaşın açlıkla, yoklukla sınandığı günler yaşıyoruz. Küçük kıvılcımlar büyük kırılmalara neden olabilir. Toplumu kutuplaştıracak söylemlerden uzak durulmalı, birlik ve dayanışma ruhu yaratılmalıdır.

 

Bu nedenlerle Genel Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun çağrısına kulak verilmesi ve şiddetle mücadele için bir seferberlik başlatılması gerektiği inancındayım.

 

Tek bir vatandaşımızı dahi şiddete kurban vermemeliyiz. Şiddet en büyük insanlık ayıbıdır, sessiz kalmakta bu ayıba ortak olmak demektir.

 

Kurban Bayramı vesilesiyle, gelin birlik olalım ve şiddete karşı birlikte mücadele edelim, artık hiç bir insanımızı şiddete kurban vermeyelim diyerek halkımızın bayramını kutluyor, şiddetsiz, barış dolu bir gelecek diliyorum."