‘Vatandaşımız kira parasını dahi karşılayamaz hale gelmiştir’
Gelecek Partisi Çevre ve İklim Politikaları Başkanı Av.Meryem Türktekin, “Dünya Habitat Günü” nedeniyle yaptığı açıklamada, ülkemizdeki barınma sorununa dikkat çekerek, “Ülkede çift maaş geliri olan aileler için bile artık bir ev alabilmek hayal olmuştur. Yandaş firmaların zengin edildiği TOKİ kampanyaları ile, barınma sorununun çözülemeyeceğini artık herkes anlamalıdır” dedi.
Gelecek Partili Av.Meryem Türktekin, ‘Dünya Habitat Günü’ nün bu yıl temasının ‘Dayanıklı kentsel Ekonomi: büyüme ve iyileşmenin motoru şehirler’i olduğunu söyledi. Av. Türktekin, “Ülkemizce de tanınan bu günün amacının; hükümetlere, yerel yönetimlere ve kamuoyuna insan yerleşim yerlerinin daha iyi hale getirilmesinin önemli bir sorun olduğunu ve herkes için sürdürülebilir çözümler üretilmesi gereğini hatırlatmaktır” diye konuştu.
Türkiye’nin son yıllarda en büyük sorunu haline gelen barınma hakkına dikkat çeken Av.Türktekin, barınma hakkı ve içerdiği konut hakkının temel bir insan hakkı olduğunu belirterek şunları söyledi:
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ ve ‘Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’ gibi taraf olduğumuz bir çok uluslararası sözleşmenin yanı sıra Anayasamızın 36 md.si ile de; ‘Herkes temel insani gereksinimlerini karşılayabilecek, insan haysiyetine yakışır biçimde konut ve barınma hakkına sahiptir.’ hükmüyle hukuki koruma altındadır. Lakin gelin görün ki, ülkemizde son yıllarda birçok vatandaşın elde edemeyeceği bir lükse dönüşmüştür.
Birçok üniversite öğrencisi yüksek kiralar ve yurt pahalılığı nedeniyle barınacak yer bulamadığından eğitim hakkından mahrum olmaktadır. Depremzedelerimizin çoğu halen çadır ve konteyner kentlerde, canı hava koşullarına emanet bir şekilde yaşamaktadır.
Ülkede çift maaş geliri olan aileler için bile artık bir ev alabilmek hayal olmuştur.
Bir çok vatandaşımız kira parasını dahi karşılayamaz hale gelmiştir.
TÜİK verilerine göre barınma imkanı bulabilenlerin de, yaklaşık yüzde 37'si konutunda ısınma sorunu yaşamaktadır; yüzde 35’i sızdıran çatı, çürümüş pencere, nemli duvarlar vs. sorunlarla boğuşmakta, yüzde 22’si de hava ve çevre kirliliği gibi çevresel sorunlarla uğraşmaktadır.”
Avrupa İstatistik Ofisi'nin verilerine göre Türkiye’nin son bir yılda konut ve kira fiyatlarının en fazla arttığı ülke olduğuna dikkat çeken Gelecek Partili Av.Türktekin, “Küresel Konut Fiyat Endeksine göre de, Türkiye’de 2023 yılının ilk çeyreğinde 2022 yılının aynı dönemine göre konut fiyatları yüzde 132,8 artış göstermiştir. Sonraki süreçte de artışlar tüm hızıyla devam etmiştir.
Sözün özü, şu an ülkemizde ‘barınma’ sorun olmaktan çıkmış, ciddi bir krize dönüşmüştür.” Dedi.
“Hükümetin kira artışlarını yüzde 25'le sınırlandırması ise, bu sorunu daha da derinleştirmiştir.” Diyen Av.Türktekin sözlerine şöyle devam etti:
“Büyükşehirlerde ve turizm bölgelerinde kira fiyatları uçmuştur. Diğer yerlerde de kiralar emekli maaşıyla yarışır hale gelmiştir.
Barınma sorununun bu kadar büyümesinin nedeni ise, yetkililerin söyleminin aksine sadece yaşanan depremler değildir. Zira yukarda bahsettiği gibi depremzedelerimizin çoğu halen konutlarda yaşamamaktadır. Barınma krizinin asıl nedeni, ülkenin mültecilerle doldurulup, kamplarda barındırmak yerine serbestçe şehirlere dağılmalarına olanak verilmesi ve uygulanan yanlış ekonomi politikalarında ısrar edilmesi olmuştur.”
Barınma ve kira sorununun, kira artış oranı sınırlandırılarak, kiracı ile mülk sahibinin karşı karşıya getirilmesiyle çözülemeyeceğini vurgulayan Av.Türktekin, “Bu sorunun çözümü için, ü verilerek konut üretiminin artırılması, konuttan kira geliri elde edilmesinin kurumsal hâle getirilmesi, y yerine sisteminin ve prefabrike sistemlerin teşvik edilmesi gibi, sürdürülebilir çözümler düşünülmelidir.
Yandaş firmaların zengin edildiği kampanyaları ile, barınma sorununun çözülemeyeceğini artık herkes anlamalıdır.
Bizler bu yıl ki kutlamalarda yetkililerin sadece söylemlerini değil, bu sorunu nasıl çözeceklerini gösteren eylem planlarını da görmek istiyoruz.
Ve buradan iktidara sesleniyoruz;
Barınma hakkı, konut hakkını da içeren temel bir insan hakkıdır ve anayasamızla koruma altındadır. Yeni anayasa yapmak yerine, öncelikle sizleri mevcut anayasanın gereğini yapmaya ve krize dönüşen bu sorunu ivedilikle çözmeye çağırıyoruz.” Dedi.