Kimler affedilmeli?

 

Adil Yaşam Derneği Başkanı M. Haluk Çavuşoğlu, Türkiye’de adalete güvenin düşüş sebeplerinin başında geçmişteki yaşanan yargıdaki tahribat ve günümüzdeki yargılama hataları olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, “Adil yargılama ihlalleri yüzde 52,1 olmuşken yani cezaevlerindeki insanların nerdeyse 2/3 ü adil yargılanmamışken adalete güveninde yüksek çıkması beklenemez” dedi.

“Adalete güvenin artması, ülkemizde yatırımların artması ekonominin de kalkınması demek olup, işsizliğin azalmasını sosyal yönden de insanların huzura kavuşmasını, eğitimden-sağlığa kadar sistemli düzelmeyi de sağlayacaktır ve suç oluşturacak ortamında ortadan kaybolmasını sağlayacaktır” diyen Çavuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Hal böyle iken geçmişte terör odaklı kişilerin yargılamaları ile adil yargılanmayan haksız ve orantısız ceza alan ayrıca günümüzdeki yargılama hataları ile cezaevlerinde çürüyen insanlar için neler yapılıyor diye düşünürsek! Garibanların yeniden yargılanması ve af ile ilgili hiçbir şey yapılmıyor. Yeniden yargılama yapamayız 10 yıllar alırsa, bu masumlar cezaevlerinden nasıl kurtulacak? Özellikle geçmişteki sonuçlanan davalarda, bomboş dosyalara delil bulamasalar da Fetö yargıçlarının haksız cezalar verdikleri milyonlarca garibanlar var. Günümüzde ise görevden alınan hâkim savcıların yerine genç hâkim savcılar atandı gerekçeli karar eğitimi alırken bile göreve başlatıldılar. Bu sebepli hatalı kararlar oldu ayrıca pandemi de dosyaları bitirmek adına hızlı yargılamalarda da hatalı kararlar verildi. Adalet bakanımızın konuşması ve Anayasa Mahkemesi Zühtü Aslan’ın Yargılama ihlalleri ile ilgili açıklamaları bu durumu en güzel kanıtlar niteliktedir.”

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “İçeride bir masumun olması vicdanları sızlatır” sözünü, (AYM) Başkanı Zühtü Arslan’ın “Adil Yargılanma Hak İhlali 52,1” açıklamasını hatırlatan Çavuşoğlu, “AYM’ye başvuruyu bilmeyen ve başvuru yapamayan milyonlarca garibanda düşünüldüğünde durum çok vahimdir” dedi.

“Gerçekten terör suçu işlemiş dağda askerimize silah sıkmışlara veya devletin bölünmez bütünlüğünü kaldırmaya çalışan kişilere af söylemimiz yok elbette” diyen Çavuşoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Bizler gerçekten adli tıp raporuyla ve itiraf ederek suçunu kabul etmiş kişilere af söylemimiz olmasa da Mesela; TCK 103 madde cinsel istismar maddesinden kadının çocuğun beyanı ile iftiraya uğrayanlar medyanın baskısından dolayı hâkim kanaatiyle delilsiz şekilde haksız ceza alan masumlar cezaevinde. Her ne kadar tasvip edilmese de bizim örflerden dolayı ayrıca geçmişte ve günümüzde TCK 103 cinsel istismar maddesinden erken evlilerde var.! 103 istismar suçu diye ayrıma tabi tutulamaz çünkü suçlu suçsuz birbirine karışmış durumdadır. Bizler bu maddeden iftiraya uğramışlara beyanlara dayalı haksız cezalar almışlara af İstiyoruz. Unutmayalım ki birde 6284 kadının çocuğun/beyanı esastır maddesi ile (TCK 102 103 104 105 iltisaklıdır) milyonlarca insan suçsuz yere ömürlük cezalara mahkûm edilip tecavüzcü sapık damgası yemiştir.

Bizler tonlarca uyuşturucu satan baronlara af istemiyoruz elbette. Zaten baronlarda cezaevlerinde değil. Bağımlı hale gelmiş gramla içicilikten gariban insanlar TCK 188 den satıcılık suçu ile cezaevinde madde aynı. Tedavi yolları seçilmeli topluma kazandırılmalı cezaevine atmak çözüm değil gençliği cezaevlerinde çürütmektir.

Bizler TCK 81 82 maddelerinde Kadir Şeker  gibi olanlara, kendini ailesini korumak isterken istemeden cana zarar vermiş olanlara af istiyoruz. Suçla alakası olmayıp suça iştirakten aynı cezalara çarptırılan masumlara af istiyoruz. İnsanlar cezaevine kefeniyle giriyor adeta! Cezaevleri perişan halde insanlar üst üste yatıyor uzlaşma gibi geçici çözümler istemiyoruz Anayasamızın 10. Maddesi Eşitlik ilkesine uyularak ayrım yapmadan Adli mahkûma ayrımsız Genel Af ve Sicil Affı istiyoruz.

Her ne kadar ana medya adli mahkûmun sesini duyurmasa da sadece bir gazeteci siyasi adil yargılanmadı diye haber yapsalar da bizler adil yargılanmadım diye twitter da yerel medyada gündem olmaktayız. Adil yargılanmadık adli mahkûmlara ayrımsız af istiyoruz seslerimizi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan elbet duyacaktır. Toplumun kucaklaşmaya ihtiyacı var. Devletimiz güçlüdür merhametlidir. Nasıl Diyarbakır annelerinin hatırına çocukları affedildiyse, ülkemize gelen sığınmacılara ayrımsız şekilde kucak açıldıysa, Mahkûm annelerinin ölmeden çocuklarına da kavuşmaya çok ihtiyacı var. Adli Mahkum annelerinin hatırına çocukları ayrımsız şekilde affedilmelidir.”