‘Türkiye büyük bir yoksulluk sarmalı içinde’
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, Adıyaman İl Danışma Kurulu Toplantısı öncesi Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’yi makamında ziyaret etti. Ziyarette Bulut’a, Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar eşlik etti. Görüşmede, Adıyaman’ın ihtiyaçları ve geleceğe yönelik projeler ele alındı.
“PARTİMİZ TÜRKİYE’YE HİTAP EDİYOR”
Adıyaman’ın, CHP’nin yalnızca belirli bölgelere sıkışmış bir parti olmadığını göstermesi açısından önemli bir örnek olduğunu kaydeden Bulut, doğuya açılan kapılarımızdan biri olan Adıyaman’da, halkın CHP’li bir belediye başkanını tercih etmesi, partimizin tüm Türkiye’ye hitap ettiğinin bir göstergesidir. Geçmişte beraber milletvekilliği yaptığımız Abdurrahman Tutdere başkanımızın Adıyaman için bir şans olduğunu düşünüyoruz. Adıyaman’ın sorunlarını çözmek adına gereken desteği sağlamaya devam edeceğiz” dedi.
“MEMLEKET YOKSULLUK İÇİNDE”
Adıyaman İl Danışma Kurulu Toplantısı’nda konuşan Bulut, 6 Şubat depremini yaşayan Adıyaman’a başsağlığı ve sabır diledi. Türkiye’nin çok önemli bir kavşaktan geçtiğini kaydeden Bulut, şunları söyledi:
“12.500 TL aylığa mahkum edilen emekliler, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında asgari ücretin 1.5 katı maaş alırken şimdi neredeyse yarısını alıyor. Çiftçi, memur, esnaf, işçi zor durumda. Memleketin tümü bir yoksulluk içinde. Gelir adaletsizliği öyle bir hale geldi ki hayal kurmayı bile elimizden aldı. Bir gencimizin ömür boyu çalışsa ev, araba alma ihtimali kalmadı.
“ADALET KAVRAMI YOK OLDU”
Hukuk artık sadece yakını olana var. Devleti devlet yapan temel kavramlardan biridir yargı. Ancak adalet kavramı yok oldu. Yargıya kimsenin güveni kalmadı. Valiler, iktidarın il başkanları gibi hareket ediyor. Devleti devlet yapan tüm kurumlar çürümüş durumda. Kurumlar çürüdüğünde de kaos ortaya çıkıyor. 5 yıldır süregelen Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile bu kaos en üst düzeye çıktı.
“ÜLKEYİ İKİYE BÖLÜYORLAR”
Bile isteye bu ülkeyi kutuplaştırıyor, ikiye bölüyorlar. Milli Eğitim Bakanı hiçbir gerek yokken birden laikliği hedef aldı. Toplumun hassas noktalarına iğneyi batırdı. Teğmenler “Mustafa Kemalin askerleriyiz” dediği için hedefe konuldu. Bunların hepsi 31 Mart sonrası seçim başarımızdan sonra normalleşmenin, pozitif politikalarımızın engellemesine yönelik. Türkiye’de siyaset bu kutuplaşmaya malzeme taşıyan, kışkırtan unsurlar hale geldi.”