‘Ülkemizde çiftçilerin hali içler acısı’

 

Gelecek Partisi Çevre ve İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Meryem Türktekin, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, açlığın olmadığı bir dünyanın ancak çiftçilere hak ettiği değerin verilmesi ile sağlanabildiğine dikkat çekerek, “Buna karşın ülkemizde çiftçilerin hali içler acısı. Acil tedbirler alınmaz ise yakında gıda sıkıntısı yaşayan bir ülke haline geleceğiz” dedi.

 

Türktekin’in yaptığı açıklama şöyle:

 

“Hayatımızın her anına dokunan çiftçilerimizin emeklerinin karşılığını alabilmeleri dileğiyle, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü  kutluyorum.

 

‘İNSANIMIZI ÇİFTÇİLİKTEN BEZDİRDİLER’

 

Tarımda ve hayvancılık alanında uygulanan yanlış politikalar insanımızı çiftçilikten bezdirdi. Dünyanın en kadim mesleği olan çiftçilik, ekonominin temelidir ve toplumun geleceğini belirleyecek en önemli unsurdur. Çiftçilik, sadece ekonomik açıdan değil, kültürel ve çevresel açıdan da stratejik öneme sahip bir meslektir.

 

Köylü bu nedenle milletin efendisidir!

 

BM Raporu’na  göre, dünyada 2019 yılından bu yana açlıkla karşı karşıya kalan kişi sayısında büyük bir artış oldu ve geçen yıl bu sayı 735 milyona ulaştı. Açlığın olmadığı bir dünya ancak çiftçilere hak ettiği değerin verilmesi ile sağlanabilir.

 

Buna karşın ülkemizde çiftçilerin hali içler acısı. Acil tedbirler alınmaz ve köklü politikalar ortaya konulmaz ise, küresel iklim krizi karşısında yakında gıda sıkıntısı yaşayan bir ülke haline geleceğiz.

 

İklim krizi tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de insanları gıda ve su kıtlığı, seller, aşırı sıcaklar, kuraklık, daha fazla hastalık ve ekonomik kayıplarla tehdit etmekte.

 

‘AÇIKLANAN TABAN FİYATLARI ENFLASYONUN ÇOK ALTINDA’

 

İklim krizinin yol açtığı olumsuzluklar  nedeniyle çiftçilerimiz zaten çok zor şartlarda üretim yapmakta. Buna rağmen iktidar gerekli destekleri yeterince vermediği gibi açıklanan taban fiyatları da enflasyonun çok altında kalmaktadır. Son yıllarda birçok çiftçimiz ürettiği ürünü maliyetinin altında satmakta, hatta bazen yetiştirdiği ürünü bahçede, tarlada bırakmak zorunda kalmaktadır.

 

Çiftçiler, üretimden vazgeçtiğinde toplumu neyle besleyeceğiz, halk sağlığını nasıl koruyacağız, ekonomiyi nasıl ayakta tutacağız? Tüm bunların üzerinde ciddiyetle düşünülmesi gerekiyor.

 

‘ÇİFTÇİLER ÜRETİMDEN VAZGEÇİRİLİYOR’

 

Gençlerimizi çiftçilik mesleğine özendirmemiz ve tarım sektörünü sevdirmemiz, tarım ve hayvancılığı teknoloji ile uyumlu hale getirmemiz gerekirken, çiftçilerimiz emeğinin karşılığını alamadığı için küstürülüyor, üretimden vazgeçiriliyor.

 

‘SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM POLİTİKALARI HAYATA GEÇİRMELİYİZ’

 

Oysa iklim krizinin acımasızlığı ve sınır tanımazlığı karşısında vakit kaybetmeksizin sürdürülebilir tarım politikaları hayata geçirmemiz gerekiyor. Örneğin küçük ölçekli çiftçilere ve onların iklim değişikliğine uyum sağlamasına yönelik çabalarına yatırım yapılması, girdilere ve teknolojilere erişimin yanı sıra küçük ölçekli tarım işletmeleri kurmak için finansmana erişimlerinin sağlanması yolu ile bu alanda fark yaratılabilir. Küçük ölçekli üreticilerin çözümün bir parçası olduğu dikkate alınmalıdır. Gereken şekilde desteklendikleri zaman, bu üreticiler daha fazla gıda üretebilir, üretimi çeşitlendirebilir.

 

‘ÜLKELERİN GÜCÜNÜ TARIM SEKTÖRÜ BELİRLEYECEK’

 

Unutmayalım ki;

 

İnsanlığı tehdit eden iklim krizi karşısında artık dünyada ülkelerin gücünü savunma sanayinden daha çok, tarım sektöründeki başarıları belirleyecektir…”



Diğer Fotoğraflar