CHP Adana Milletvekili ve TBMM Kit Komisyonu Üyesi Orhan Sümer, “Milli Eğitim Bakanı’nın Bayram Öncesi Öğretmen atamaları için kadroları açıklayacağız” sözünün halen yerine getirilmemesini Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündemine taşıdı

 “Milli Eğitim Bakanı katıldığı televizyon programında “Bayram Öncesi Öğretmen ataması yapacağız. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Çok fazla gençlerimizi bekletmeden güzel haberleri paylaşırız” İfadeleri kullanmıştı” sözlerini hatırlatan Milletvekili Sümer, şöyle konuştu:

“Bu konuşmanın ardından tam 47 gün geçti. Ne yazık ki halen atama takvimi açıklanmadı. Milyonlarca genç atama takvimin açıklanması için beklemeye devam ediyor. Eğitim gibi en temel sorunlardan bir tanesini çözme için donanımlı iyi yetişmiş öğretmenlere ihtiyacımız var. Ne yazık ki Saray İktidarı konu öğretmen adayları olduğu zaman tüm raporlarda ihtiyaç olduğu belgelenmesine rağmen atama yapmaktan kaçınıyor.”

ON BİNLERCE ATAMA BEKLEYEN ÖĞRETMEN VAR

Orhan Sümer, “Daha önce öğretmen ataması için “Kaynak Yok” açıklaması yapanlar şimdi de gençlerin hayallerini boşa çıkartıyorlar. Kısa sürede atama yapacağız deyip daha sonra insanları karanlıkta bırakmak devlet adabına yakışmaz.

Özellikle Covid 19 döneminde uzaktan eğitimi bahane ederek öğretmen atamalarından kaçınan Saray İktidarın Eğitim bilimlerindeki tüm kadrolara yetecek şekilde bir an önce atama takvimini açıklaması gerekmektedir. On binlerce genç eğitim neferinin hayalleri ile oynamayın” Dedi

İKTİDAR ÖĞRETMENLERİ VASIFSIZ İŞÇİ OLMAYA ZORLUYOR

Orhan Sümer, sözlerine şöyle devam etti:

“Bugün öyle bir Türkiye var ki. Yıllarca öğretmen olmak için eğitim görmüş pırıl pırıl gençlerimiz atamaları gerçekleşmediği için vasıfsız işçi olarak çalışmak zorunda kalıyor. Süpermarketlerin reyonlarında, Pazar tezgahlarında, bir fabrikanın üretim bandında aslında mesleği öğretmenlik olan gençlerimizi görüyoruz. İş bulup çalışabilenler kendilerini şanslı hissediyor. Bunalıma girip atanamadığı için intihar eden öğretmenlerimizi ayrı bir yerde tutuyoruz. Tüm bunlar iktidarın baştan aşağıya bir birini tetikleyen yanlış politikalarının sonucudur.”